Sinema

Meraklı Kedi film klübü

Tehlikeli İlişki

dangerous-method

Tehlikeli İlişki psikanalizin ilk uygulandığı anı anlatıyor.

İnsanlığın en kuytu köşelerine gidip tüm sırlarını, ruhunu deşifre eden iki adamın ve psikolojide devrim olarak addedilen psikanaliz Sigmund Freud ve Jung’ın, aşk, kibir ve keşfetmeye olan merak ile dolu macerası. Filmin ilk sahneleri size sanki bir psiko-terapi seansındaymışınız hissi veriyor. Dr. Jung ileride tutkulu bir aşk yaşayacağı güzel yahudi kız Sabina’ya terapi yaparken siz de çocukluğunuza, onun sorduğu sorularla çocukluğunuza bir yolculuk yapıyorsunuz. Jung’ın soruları, kimselere göstermediğiniz, hatta bilinç altınıza ittiğiniz, bilincinizin en karanlık, kuytu köşelerine sakladığınız ne varsa büyük bir umursamazlıkla ortaya çıkartıyor. Hatta o kadar ki, filmden çıktıktan sonra Jung’ı daha yakından tanımaya, varsa kitaplarını almaya heveslendiriyor sizi.

Otto sen cansın 🙂

Film de en çok sevdiğim karakterlerden biri de Freud’un başından savdığı bir bela olan hem doktor hem de akıl hastası olan Otto. Hayata, kadınlara ve cinselliğe yaklaşımı biraz kaba gözükse de gerçekleri yansıtıyor.

Sigmund Freud ise kurduğu tahtına bir veliaht arayan kral gibi (ki bunu kendisi de dile getiriyor) filmin her sahnesinde. Jang’ı da kendine veliaht seçiyor ancak Jang akılcılıktan mistizme kayınca, yani mistizmin akıl ile açıklanabileceği tezini savununca Freud bu düşüncesinden vazgeçiyor. Filmin en baskın özelliği de yasak aşk yaşadığı ve psikoloji üzerine yetiştirdiği bir zamanlar hastası olan Sabina. Aşk, cinsellik, insan psikolojisi meraklılarına ve günümüzde her insanın az çok kullandığı psikolojik nitelemelerin ilk anına tanıklık olmak isteyenlere tavsiye ederim.

Tehlikeli İlişki (Dangerous Method) fragman

Einstein and Eddington

Einstein’ın izafiyet teorisini ispatlayan ve Sir Arthur Eddington ile Einstein arasında I. Dünya Savaşı öncesi ve gölgesinde geçen bir film. Eddington’un bu sayede Newton’un teorisinin çöpe atılmasını ve Einstein’ın ünlü bir bilimadamı olarak tarih sahnesine çıkmasını sağladı.
Mektuplarla birbirlerinin fikirlerini, buldukları yeni düşünceleri aktarırlar. Sıcak samimi ve kahve tadında bir izlemek, insanlık ve bilim tarihinin bu en önemli anına tanık olmak isteyenler için ideal bir film.

Milliyetçilik, din ve bilim

einstein and eddinton bilim tarihinde izafiyet teorisinin keşfi

İzafiyet teorisinin keşfedildiği ve ispatlandığı an

Filmde çok ana hikayenin dışında insanı düşündüren birçok yan hikaye ve detay var aslında. Bunlardan ilki milliyerçilik ve bilim tartışmaları, diğeri de din ve bilim mücadelesi. İngiltere’de Kraliyet Bilimler Akademisi’nde çalışan Eddington, kurul tarafından Einstein’ın izafiyet teorisini çürütmesi istenir. Çalışmalarına başlayan Eddington Einstein’ın haklı olduğunu görür ve bunu açıklamak ister. Bu Newton’un tezinin çürümesi, bilim dünyasında İngiltere’nin gerilemesi ve bir Einstein’ın Alman yahudisi olması sebebiyle Almanya’nın bilimde ön plana çıkması anlamına gelir ve engellenmeye çalışılır. Aynı anda Almanya’da da savaş için bilim adamları bir araya getirilir ve Einstein’da zekasını insanları öldürmek için çeşitli silahların yapımında kullanması istenir. Ama Einstein bunu reddeder ve dışlanır. Milliyetçiliğin nasıl bir zehir olduğu, bilimi bile kendi çıkarlarına alet ettiği aşikar bir biçimde sergilenir.

Eddington, Einstein’ın teorisini Güney Afrika’da yaptığı bir gözlemle ispatladıktan sonra, girdiği bunalımdan sonra dine meyleder. Ancak bu meylediş onun zekasını köreltir ve bu aşamadan sonra elle tutulur bir şey ortaya koyamaz ve bilim tarihinden kayıp bir yıldız gibi uçup gider.

Einstein ise o tarihten sonra dünyanın en popüler bilim adamı olur ve ardı arkası kesilmeyen teorilerine, hesaplamalarına devam eder.

Einstein ve Eddington’un aşkları

İki de aşk vardır. Biri Eddington’un, ancak bu aşk genç bir erkeğe duyulan aşktır. Ancak şansız Eddington, çok sevdiği genci askere uğurlamaya bile gidemez ve kısa süre sonra cepheden ölüm haberi gelir.

İkincisi de  Einstein’ın aşkıdır. Çocuklarını ve karısını Zürih’te bırakan Einstein, Berlin’de çok güzel bir kıza tutulur, fırtınalı ve ateşli bir aşk yaşar çapkın bilim adamı.

Einstein ve Eddington fragmanı

Mr. Nobody

bay hiçkimse

Mr. Nobody gelecekten geçmişe bir yolculuk

Sıradışı bir film izlemek isteyenlere şiddetle tavsiye ederim. 2092 yılında dünyadaki son ölümlü bir adamın yaşam hikayesinden karelerin anlatıldığı bu filmde, geçmiş, gelecek, dünya, yaşam, bilim, biz kimiz gibi soruları kaşıyan ve kuantum fiziği, düşünce tekniği ve kelebek etkisi ile ilgili göndermelerin olduğu bir film. Birkaç kez izlenmesi gereken, benzeri zor bulunan filmlerden biri.

Mr. Nobody fragman

Dogville

nicole kidman ve dogville

Sinema tarihinin ender başyapıtlarından bir Dogville insana ayna tutuyor. Nicole Kidman oyunculuğunun zirvesinde!

Birçok sinema meraklısından namını duymuştum, ancak bu kadarını da beklemiyordum. Film başından sonuna kadar sizi alıp götürüyor ve öyle masum bir şekilde yaşadığınız toplumun sırlarını size anlatıyor ki, üzerine sayfalarca yazı yazılacak anlar, düşünceler ve çağrışımlarla kala kalıyorsunuz. İyi bir insanın nasıl kötü olacağı, iyi bir toplumun nasıl dönüşebileceği ve insanın içindeki zaafların nasıl ortaya çıktığını görmek etkileyici… Toplumu ve insanları anlamak isteyenlere önemli ufuklar açıyor. Filmin final sahnesi ve oradaki sözler insanı derinden etkiliyor.

İnsanlığın hangi hallerde nasıl davranacağına ilişkin eşsiz bir yapıt. İyilik kavramının yaşam içinde nasıl yer aldığını tüm çıplaklığı ile sergileyen bir film çalışması. Tiyatro ve sinemanın eşsiz bir birleşimi. Nicole Kidman’ın performansına hayran kalacaksınız. Mutlaka izleyin…

Dogville fragman

Beni unutma

beni unutma

Beni Unutma film afişi

Çok keyifle izlediğim Takva filminin yönetmeni ÖzerKızıltan imzalı Beni Unutma filmi, içinde klasik aşk filmi klişelerini taşımasına karşın farklı bir bakış açısıyla iki seven insan arasındaki ilişkiyi anlatmaya çalışmış. Ancak başaramamış 🙂 Biraz yapay kalmış, inandırıcı gelmedi… Böyle seven ve mücadele eden insan mutlaka vardır, belki senaryodan, belki kurgudan, belki de oyunculuktan olsa gerek, bilemiyorum ama film beklenen tadı vermedi.

Seyirci acı yerine uyuşturucu bir aşk masalı istiyor

Yine çok keyifle oyunculuğu takip ettiğim, özellikle Başka Dilde Aşk filmindeki oyunculuğunu takdir ettiğim Mert Fırat, yine elinden gayreti göstermiş tüm özverisi ile. Film kötü değil, hatta birçok filmden iyi sayılır, ancak sinema salonundaki çiftlerin pek memnun kaldığını söyleyemem. İlk başlardaki o mutlu aşk sahnelerini çıt çıkarmadan izleyen aşıklar, hastalık süreci boyunca hem kendi aralarında hem de cep telefonları ile konuşmaya başladılar, yani sıkıldılar. Sanırım zaten acı dolu ve mutsuz hayatlarını, masalsı bir aşk filmi ile gidermeye çalışırken, daha beter bir acı ile karşılaşmanın verdiği bir can sıkıntısı vardı.

Beni Unutma fragman

Yorum bırakın